Uçmak, insanoğlunun belki de her zaman arzuladığı en önemli isteklerinden biri olmuştur. Yerçekimine meydan okuyan uçaklar, günümüzün en önemli ulaşım araçlarının başında gelmektedir. Tarihin en ünlü isimlerinden biri olan Leonardo da Vinci, kolların hareketine bağlı kanatların çalışması, başın hareketine bağlı olarak da kuyruğun hareket etmesi metoduna dayanıyordu.
Aslında hiçbir uygulama imkanı olmayan bu araç, birçok meraklının yüzyıllar boyu uçma hayallerine ilham kaynağı olmuştur. Hazerfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesinden bu tür kanatlardan oluşan bir makineyle atlaması ve uçması da insanlığın uçma konusundaki gayreti ve azmini de ortaya koymaktadır.
18. yüzyıl sonlarına doğru Fransız bir fizikçi olan De Rozier, bir balon vasıtasıyla havaya yükselebilen ilk insan unvanını almıştır. 1785 yılına gelindiğinde Manş Denizi Blanchard ve Jeffiers tarafından balonla geçildi. 1852 yılında yapılan araştırmalar ve geliştirmeler sonucunda, balonun kötü hava koşullarındaki zayıflığı nedeniyle, motor ve dümen ihtiyacı ortaya çıktı ve ilk defa Fransa’da bu tarzda bir hava gemisi Fransız mühendis Henri Giffard tarafından uçuruldu. 1872 yılında bu tip hava gemilerine içten yanmalı motor takıldı ve uçağın icadından önceki en büyük gelişme oldu. Bu gelimeyi sağlayan kişi ise bir Alman mühendis olan Paul Haenlein oldu. Bu hava gemileri yani zeplinler 1937 yılına kadar varlıklarını devam ettirdiler.
Uçağı kim buldu?
Modern havacılığın temelleri, Amerikalı Wright kardeşler tarafından atıldı. İlk pilotlu ve kontrollü uçuş Aralık 1903 tarihinde, motorlu bir uçakla 12 saniyelik bir uçuş gerçekleştirerek, 500 metrelik bir mesafe katettiler ve uçak, Wilbur ve Orville Wright kardeşler tarafından icat edilmiş oldu. Tüm dünyada modern havacılığın başlangıç noktası olarak bu gösterilmektedir. Bundan sonra birçok uçuş denemeleri ve uçuşlar gerçekleştirilerek, havacılığın dolayısıyla uçakların gelişiminde önemli mesafeler alındı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder