"Sponsorlu Bağlantılar"
▼ İçerik ▼
Göller Yöresi, Akdeniz Bölgesi’nin batısındaki Antalya Bölümü’nün iç kesiminde, irili ufaklı çok sayıda gölün yer aldığı coğrafi birim. Isparta ve Burdur illeri tümüyle bu yörenin içinde kalır. Bunlara komşu olan illerden Denizli, Afyonkarahisar, Konya ve hatta Antalya’nın bazı küçük kesimleri de Göller Yöresi’ne girer. Eskiden buraya, Eğirdir’de beylik kuran Hamidoğulları’ndan esinlenerek Hamid. Ha- mideli ya da Hamiteli adı verilmiş, ancak daha sonra coğrafi özelliğini yansıtan Göller Yöresi adı kullanılmıştır.
2.500 m’yi aşan dağlarla aralarındaki ovalık, tepelik, çukur alanlardan oluşan Göller Yöresi, Akdeniz Bölgesi’nin Anadolu içlerine uzanan bir parçasıdır. Bu durumuyla Akdeniz Bölgesi’nden Ege Bölgesi’nin Iç- batı Anadolu Bölümü’ne ve Iç Anadolu Bölgesi’ne doğru bir geçiş alanı oluşturur. Göller Yöresi’ni İç Anadolu Bölgesi’nin bir uzantısı gibi görmek doğru değildir.
Orman örtüsünün geniş yer kaplaması ve yağışların İç Anadolu Bölgesi’ndeki kadar düşük olmaması yöreyi kesinlikle İç Anadolu Bölgesi’nin sınırları dışında tutmaktadır. Ancak komşu coğrafi birimler arasında olağan sayılacak bazı geçiş özellikleri görülmektedir. Yöredeki bazı ovalarda yer yer ortaya çıkan step görünümünün nedeni ise, doğal bitki örtüsünün insan eliyle tahrip edilmiş olmasıdır.
Yöreye adını veren en önemli göllerden dördünün boyutları ve taban yükseklikleri batıdan doğuya doğru artar. Acıgöl 836 m, Burdur Gölü 854 m. Eğirdir Gölü 916 m ve Türkiye’nin üçüncü büyük gölü olan Beyşehir Gölü 1.121 m yüksekliktedir. Bunlardan Acıgöl ve Burdur Gölü dışarı akışı olmayan birer kapalı havza durumundadır ve bu nedenle suları tuzludur. Eğirdir ve Beyşehir göllerinin dışa akışı olduğundan suları tatlıdır. Göller Yöresi tümüyle bir kapalı havza değil, içinde yerel kapalı havza durumundaki göllerle birlikte dışa akışlı göllerin de yer aldığı, hidrografya açısından çeşitlilik gösteren bir yöredir. Göller yöresi hangi coğrafi bölgemizdedir
Bu göller yöredeki çukur alanların ancak bir bölümünü kaplar. Göl eksenleri üzerindeki çukurluklarda alüvyon dolgularının oluşturduğu geniş ova parçalan vardır. Bu göl çanakları yörenin batı yarısında Acıgöl ve Burdur Gölünde olduğu gibi güneybatı- kuzeydoğu, doğu yarısında ise Beyşehir ve
Suğla göllerindeki gibi kuzeybatı-güneydo- ğu doğrultusundadır.
Yöredeki bu doğrultular yüzey şekillerinin ana çizgilerine uygundur ve sözü edilen çukurların, yerkabuğunun tektonik olaylar sonucunda yerinden oynamasıyla (dislokasyon) belirlenmiş olduğunu gösterir. Eğirdir Gölünün doğrultusu bir farklılık oluşturmaz. Bir boğumla ayrılan kuzeydeki Hoyran Gölü, uzantısını oluşturan batısındaki Senirkent Ovasıyla birlikte güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda uzanır. Eğirdir Gölü ise Kovada Golüyle birlikte kuzey-güney doğrultusundadır. Göller Yöresi’nde tabanı sürekli olarak su altında bulunmayan çukur alanların en göze çarpan örneği İsparta Ovasıdır.
Göller Yöresi’ndeki dağlar da güneybatı- kuzeydoğu ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultularında uzanır. Bunların en önemlileri olan Barla Dağı (2.372 m), Davras Dağı (2.635 m), Akdağ (2.271 m) ve Katrancı (Katrancık) Dağının (Kulübe Tepesinde 2.328 m) uzantıları Teke Yöresi’ndedir. Anamas Dağı (2.388 m) ile Dedegül Dağının (2.992 m) uzantısı da Antalya Körfezinin doğusundaki dağlık alanda izlenebilir. Dağların yapılarında genellikle Mezozoyik (İkinci) Zamanda (y. 225-65 milyon yıl önce) oluşmuş kalkerler egemendir. Çevrelerinde Mezozoyik Zaman ve Eosen Bölüme (y. 54-38 milyon yıl önce) ait flişler görülür. Volkanik oluşumlarsa fazla yer kaplamaz; Isparta’nın güneybatısındaki Gölcük bunlara örnektir.
Göller Yöresi kuzeydoğuda Sultan Dağları, kuzeybatıda ise bu dağların kuzey ucunda 90°’lik bir açıyla başlayan, onlardan daha alçak olan ve Burdur Gölünün kuzeybatısındaki Söğüt Dağlarına kadar uzanan ‘bir dağlık kenarla sınırlanır. İç Anadolu Bölgesi’ne batıda önemli bir sınır oluşturan Sultan Dağları, iki yanındaki ovalar arasında güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanarak Çay kenti’ yakınında yer alan Topraktepe adlı dorukta 2.519 m’ye yükselir.
Dağlık alanların geniş yer kapladığı yörede, verimli ovalar da bulunduğu için nüfus yoğunluğu az değildir. Göller Yöresi’ııin en önemli kentleri, nüfusu ilk kez 1985′te 100 bini aşan İsparta’yla (1990′da 112.117) Burdur (1990′da 56.432) ve Seydişehir’dir (1990′da 42.737).
Ekonomik açıdan çeşitlilik gösteren Göller Yöresi’ndeki başlıca uğraş tarımdır. En çok, başta buğday ve arpa olmak üzere tahıl ekilir. Şeker pancarı üretimi, sebzecilik ve son yıllarda özellikle elma üretiminde büyük aşama yapan meyvecilik, tarımdaki çeşitliliği artırmaktadır. Yörenin geleneksel ürünü olan gülyağı ve gülsuyunun sağlandığı gül bahçeleri, Isparta ve Burdur çevresinde yaygındır.
Hayvancılık genellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği biçiminde yapılır. Göl balıkçılığı ise ihracata olanak verecek düzeydedir. Yeraltı kaynakları arasında en önemlileri Keçiborlu’daki kükürt ve Seydişehir çevresindeki boksit yataklarıdır. Bun- lan işleyen Keçiborlu Kükürt İşletmesi ile Seydişehir Alüminyum İşletmesi tesisleri ve Burdur Şeker Fabrikası, yörenin en önemli sanayi kuruluşlarıdır. Isparta’da yoğunlaşmış olan halıcılık ise, geçmişi eskiye dayanan geleneksel bir uğraştır.
Yöreye demiryolu ulaşımı, Türkiye’nin öteki bölgelerine göre daha erken bir tarihte başladı. Alsancak’tan (İzmir) başlayarak Büyük Menderes vadisini izleyen demiryolu, Eğirdir’e 1912′de ulaşmıştı. Bu hattan ayrılan Gümüşgün (eskiden Baladız)-Bur- dur ve Bozanönü-Isparta hatlan ise Cumhuriyet döneminde yapılmıştır.
Göller Yö- resi’nin özelliklerinden biri de Türkiye’nin çeşitli kentlerini Antalya’daki turistik yörelere bağlayan önemli karayollarının buradan geçmesidir. Antik Çağda Pisidya adıyla anılan yöre, çeşitli tarihsel kalıntılar, irili ufaklı göller, Burdur kentinin güneydoğusundaki İnsuyu ile Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Yenişarbademli bucak merkezinin batısındaki Pınargözü mağaraları ve zengin orman örtüsüyle oldukça önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.
"Sponsorlu Bağlantılar"
Ekleyen: 09:40
, Saat:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder